Ankara’nın dağlarında yaşayan 4-5 gence kalem uzattım. Dertlerinizi, hayallerinizi yazın dedim. Yazdıkları yüreğimi dağladı;  yazdıklarının anlamı içime su serpti;  çoğu satırda hüzün vardı, biraz  sitem, biraz dünyaya yakarış vardı... Hepsinden öte,  sanki biraz umut vardı...
 
Siz de duyun istedim bunları;  verdiğiniz nefesi,  kimler alıyor görün... Sizin off dediğiniz dağlarda kimler yaşıyor görün, en güzel kıyafetleri alma umudunuzun ortakları;  bakın hangi hayalleri kuruyor... Ve bu adaletsiz dünyada; gözlerini,  makam hırs ve nefret bürümüş insanlar milyarlarla oynarken,  karşıki dağlarda ne sefaletler var, görün istedim...
 
Öğrencilerimin ismi, yazdıklarının ben de saklı olması itibariyle gizli kalacak ama; kim olduklarının da bir önemi yok zaten; hayalleri var, hüzünleri var; daha fazlası da var ama bir tek imkanları yok sanırsam...
 
Bakın ne diyor canlarım, canlarımız, geleceğimiz ne diyor .... Yazım hataları ile birlikte yazacağım
 
1)‘’Ben, ileride pisikolog olacam. ama zor olduğunu biliyorum, sanırım benim de diğer insanlar gibi, her şeyi bir seferde anlamam gerek... ‘’
--Görüyorsunuz işte; hayal kurmuş, ama kimse ona  kurduğu hayallerin nasıl yazıldığını öğretmemiş... Ne kadar da, nazik öyle değil mi ? Ona öğretemeyenleri değil; kendini suçluyor keşke bir seferde anlasam diyor...
 
2)’’Ben, estetik doktoru olmak istiyorum. Geçen hafta, günde 100 soru çözme ödevi verdiniz ama benim elimdeki tüm kitaplarda bile 100 soru yok. Ama geçen hafta aldığımız kitaplar beni çok mutlu etti. Sanırım artık sınava daha iyi çalışabileceğim...
 
3)’’Üniversitede sevgilileri ile oturmak varken bize derse gelen ablalar abiler; beni çok sevindiriyor.  Üniversiteye gidince kız arkadaşım olmayacak gidip birilerine yardım edeceğim.’’
--Sanırım bu çocuğumuzun yazdığının arkasından yorum yapmak biraz saçma...
 
4)Ben 3 tane okul değiştirdim; aslında bunu söylemek istemezdim ama; sen her sıkıntını yaz dedin diye söylüyorum; benim annemle babam ayrıldı; keşke babama daha yakın olsaydım,  sanırım daha başarılı olurdum. Bu arada, siz  geçen ders 100 soru çözme ödevi verdiniz  bana ama; sanırım ben çözemeyeceğim.
 
5)Ben kreş öğretmeni olmak istiyorum. Çok güçlü bir kadın olmalıyım. Bu okulda olmak ve bu şehirde yaşamak istemiyorum. Burası çöplük gibi, tertemiz ve huzur dolu bir ev istiyorum. Herkes beni bu halimle değil, karizmamla tanısın istiyorum. Ama hayat bu; bir bakarsın ağlarsın bir bakarsın gülersin...
5. Öğrencinin yazdıkları beni çok duygulandırdı; baksanıza hayaline; temiz bir ev istiyor... Ama hayatı anlamış belli ki; kimi zaman ağlatır diyor ancak  bizde birileri hep ağlıyor...
 
6)Bu öğrencim tam 2 sayfa yazmış... Hayalleri o kadar büyük ki ve çok da güzel betimliyor dünyayı... Bakalım neler demiş;
‘’Ben polis olmak istiyorum. Maaşımı biriktirip,  başka eve çıkmalıyım. Beyaz tüylü bir köpeğim olsun. Onunla şarkılar dinleriz. Bir odam tamamen polis resimleri ile dolu olacak,  bir odam da fenerbahçeli olduğum için sarı yeşil renkte olmalı... Bir odam da bembeyaz olacak; bu odada fikirlerimle mücade edicem. Ben bir de paraşütle uçmak istiyorum, Masmavi gökyüzünde parçalı bembeyaz bulutlar olsun. Onların arasında süzülmek istiyorum. Rüzgar yüzüme çarpar, sonra içim huzur dolar biliyorum... Türkiye keşke duvarlarla sarılı olsa, o kadar büyük olsun ki; yabancılar giremesin. Türkiye’nin huzurunu kimse bozmasın. Herkes eşit değer görsün. En büyük hayalimde, tüm hayallerim gerçek olsun... Bir de; fark ettim ki, yazmak gerçekten çok güzelmiş ...
 
-- Bu arkadaşımızın yazdıkları gerçekten çok şey anlatıyor. Bir kere ufacık bedeni belki dünyadan sıkılmış ve huzur istiyor. Sonra, ülkesinde huzur olsun istiyor; ama şimdiden yabancılara karşı militarist olarak yetiştirildiği belli. Belli ki; ona da, bu ülkeyi mahveden, bu ülkenin insanlarıdır denmesi yerine; ‘’Ah şu yabancılar  ah bizden olmayanlar’’ denmiş...
 
Gördüğünüz gibi,  bize çoook yakın  ama bizden çoook uzak yerlerde, bizimkilerden daha küçük, ama bizimkilerden daha büyük umutlar var. Bu bedenleri daha 13 yaşında tüketmiş insanların varlığını gösterir bu satırlar... Kısacası,  suçluyum ve suçlusun; bir tek onlar suçsuz... Ama sürekli ağlayan da onlar...
 
Benden tüm zenginlerin maaşına; yüzde 500 zam; çocuklarıma da hayal gelsin...